• Cancel
    Filter
Filter

⏳ 25 ARALIK - ÖZEL KARMA NÜMİSMATİK MÜZAYEDESİ

Saat: 20:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 20:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır.

Komisyon Oranı: %15+KDV

"ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA " 1.

" GÜNÜDÜR.

KREDİ KARTI KOMİSYONU %5

DİKKAT: CANLI MÜZAYEDE İLE SONLANACAKTIR.

Currency Converter:
Lot: 1 » Jeton

1878-1898 YILLARI BALYA - KARAAYDIN (BALYA - BALIKESİR / KARAAYDIN - ÇANAKKALE) MADEN İŞLETMELERİ 100 KURUŞ ERZAK JETONU

Osmanlı ekonomisinde büyük bir paya sahip olan madencilik, devletin en önemli gelir kaynaklan arasındadır. Devletin her döneminde maden yataklarını arama ve yatakların işletilmesi önemli olmuştur. Çünkü, devlet paraya ihtiyacı olduğu dönemlerde ihale sistemiyle maden şirketlerine veya kişilere uzun sürelerle arazisini satmıştır. Böylece hâzinenin nakit para ihtiyacı karşılanmıştır. Osmanlı Devleti’nde kuruluş döneminden itibaren Rumeli’de fethedilen bölgelerde bulunan madenleri işletmek amacıyla maden kanunnâmeleri hazırlanmıştır. Böylece, madenlerin Osmanlı şartlarına göre işletilmesi sağlanarak, daha sonraki maden kanunnâmelerine zemin hazırlamıştır. 1861 yılında ilk Maden Yasası çıkarılmıştır. Fakat daha sonraki dönemlerde maden kanunları yabancılar lehine değiştirilmiştir. Bunun sonucunda yabancılar Osmanlı vatandaşları ile aynı haklara sahip olmuşlardır. Osmanlı madenleri geleneksel kurallarla uzun yıllar işletilmiştir. Devletin son dönemlerine doğru Avrupalılar da gelişen sanayilerin hammadde ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Osmanlı Devleti’nde çıkarılan önemli madenlerin arama ve işletme imtiyazlarını almışlardır. Yabancılara verilen imtiyazlarda, 1887 yılında Maliye Bakanlığı’nın başlattığı kampanya etkili olmuştur. Yabancı şirket veya şahısların imtiyazını aldığı işletmelerden biri de Balya ve çevresinde çıkarılan madenlerdir. Balya madenlerinin Romalılar döneminden itibaren işletildiğine dair rivayetler vardır. 1800’lü yıllarda “eminlik” olarak işletilen madenler, Yakup Ağa’nın ölümünden sonra 1839 yılına kadar farklı kişilerin eminliğinde kalmıştır. Ancak bu kişiler görevlerinde uzun süre kalmamışlardır. 1878 yılından itibaren Fransızlar ve Almanlar Balya ve çevresinde çıkarılan madenleri işletmişlerdir. 1892 yılında kurulan Balya-Karaaydın Anonim Şirketi Kocagümüş, Karaaydın ve Balya yöresindeki madenleri yirmi yıla yakın bir süre işleterek Avrupa’ya önemli miktarda kurşun ihraç etmiştir. 1931 yılında kurulan Balya-Karaaydın Madenlerini Kiralama ve İşletme Şirketi 1940 yılına kadar madeni işletmiş ancak maden cevherlerinin fakirleşmesi sebebiyle maden 08.02.1940 tarihinde resmen kapatılmıştır.

Details

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 10 » Jeton

TEKEL ''CİBALİ TÜTÜN FABRİKASI'' 2,5 TL KÜPÜRLÜ PİRİNÇ JETON

Cibali Tütün Fabrikası, 1884 yılında İstanbul'un Fatih ilçesi Cibali mahallesinde tarihi endüstri yapısı. Tütün mamülleri üretmek amacıyla 1884'te Tütün Rejisi'nin binası olarak inşa edildi. Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. yüzyılda tütün kullanının yaygınlaşmasıyla birlikte tütün devlet için önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Ancak, Osmanlı Devleti 19. yüzyıldan itibaren ekonomik olarak gerilemiş ve borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Borçlular, alacaklarını tahsil etmek amacıyla 1881 yılında "Düyun-ı Umumiye" adli bir kuruluş kurmuş ve Osmanlı Devleti'nin tütün, tuz ve kahveden topladığı bütün vergilere el koymuştur. Düyun-ı Umumiye, tütün üzerinde kontrollerini sıklaştırmış ve tekel haline gelmiştir. Osmanlı topraklarında üretilecek bütün tütün yalnızca bu kuruma satılabilir ve yalnızca bu kurumdan alınabilirdi. Kurum, tütünden elde ettigi karı artırmak amacıyla 1883 yılında Haliç kıyısında "Cibali Tütün ve Sigara Fabrikası'nı kurmuştur. Yapı genel olarak su bölümlerden oluşmaktaydı: tütün depolama, ayıklama, tasnif, işleme, sigara yapımı, paketleme, ofisler, yemekhane, mutfak, kreş ve muayenehane. Fabrika 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından devralınıncaya kadar "Düyun-ı Umumiye'nin idaresinde kalmıştı. Fabrikanın tütün ve sigara üretimi Cumhuriyet'in idaresine geçmesiyle birlikte hızlıca artmıştır. Bu dönemde Abdülkadir Meriçboyu fabrikadaçalışan kadınların çalışma hayatındaki zorlukları anlatan Cibali şiirini bestelemiştir. 1962 yılına gelindiğinde Cibali Tütün Fabrikası, Türkiye Cumhuriyeti'nin tütün ihtiyacının üste birini karşılamaya başlamıştır. Cibali Tütün Fabrikası kurulduğu ilk günden kapanışına kadar genel olarak kadınlara iş imkanı tanıyan bir kurumdu. Tütünlerin sigaraya dönüşmesinde kadınlar parmaklarının erkeklerinkine göre daha ince olması nedeniyle daha çok tercih ediliyorlardı. Ayrıca kadınların o dönemlerde daha az ücretlere tabi olması bir diğer nedendi. Fabrika ilk kurulduğunda Osmanlı Devletin'de Müslüman kadınların çalışması yasak olduğu için işçilerin çoğu Yahudi ve Rum kadınlardan oluşmaktaydı. 1925 yılındaki devralınmayla bu durum değişmiş Türk kadınları da iş gücüne dahil olmuştur. Cibali Tütün Fabrikası, tütün üretiminde yeni tekniklerin gelişmesiyle ve yabancı sermayenin yeni fabrikalar açmasıyla birlikte çağın gerisinde kalmaya başlamıştır. 1994 yılında ise fabrika kapatılmış, 1998 yılındaysa Kadir Has Vakfına devredilmiştir. Yapılan restorasyon çalışmaları sırasında fabrikanın altında Osmanlı döneminden kalma bir hamam kalıntısı ve bir Bizans sarnıcı kalıntısı bulunmuştur. Temelde bulunan bu yapılar şu anda Rezan Has Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cibali Tütün Fabrikası'nın kapsamlı restorasyonuyla birlikte Kadir Has Üniversitesi 2002 yılında eğitim hayatına başlamıştır.

Details

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 11 » Jeton

1949 YILI SÜMERBANK SB. EREĞLİ PA. SANAYİİ MÜESSESESİ 100 KURUŞ KÜPÜRLÜ JETON

Sümerbank, özel bütçenin temelini oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılında kurulmuş, ticari nitelikte mal üreten kuruluş. Tekstil sanayisi ile aynı anda banka konumunda. Sanayi fabrikalarının inşaatı ve Türkiye’ye kredi verilmesi konusundaki anlaşmanın hazırlanması için 12 Ağustos 1932’de Türkiye’ye Sovyet uzmanlar geldi. Sovyet uzmanların önerileri tekstil, demir-çelik, kağıt, çimento, cam ve kimya ürünleri üzerinde yoğunlaştı. Hammaddesi yurt içinde üretilen pamukları işlemek üzere Sovyetler Birliği ile işbirliği yapılarak Kayseri'de tekstil fabrikasına karar verildi. Bu işbirliği çerçevesinde Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yirmi yılda geri ödemeli 8 milyon dolarlık bir kredi açması için mutabakata varıldı. 11 Temmuz 1933 tarihinde Atatürk tarafından Sümer Bank ismi verilen endüstriden sorumlu banka halini aldı. Kayseri'deki fabrika beş yıllık kalkınma planına dahil edilerek, fabrikanın temeli 20 Mayıs 1934'te dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından atıldı. Rus mimar Ivan Sergeevich Nikolaev tasarlandı. İlk büyük kompleksi Eylül 1935'te Kayseri'de açıldı. Fabrika sayesinde Türkiye ham pamuk üreticisi ve ihracatçısı oldu. Pamuk bağımlılığı ciddi derecede azaldı. Adana Bez Fabrikası ve Lojmanları ise 1946 yılında Sümerbank tarafından satın alınarak bünyesine katılmıştır. Halk tasarrufuyla oluşturulmuştur. Türkiye'de ilk modern tekstil kuruluşu olarak büyük bir üne kavuşmuştu. Demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt ve selüloz tesisleri de Sümer Bank bünyesinde kuruldu ve bunların daha sonra kendi bünyesinden ayrılarak ayrı birer kuruluş olmasını sağladı. 1987 yılında Sümerbank'ın özelleştirilmesi kararı alındı ve banka Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devredildi. 1988'de Sümerbank Şirketler Topluluğu kuruldu. Holdingin bankacılık birimi 23 Ekim 1995'te Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Sümerbank adı altında yeniden yapılandırıldı. 24 Ekim 1995'te Garipoğlu Şirketler Topluluğuna 103.4 milyon dolara satılarak özelleştirildi. Hayyam Garipoğlu'nun Malki cinayeti ve Türkbank skandalına adının karışması, Sümerbank'ın elinden alınmasına neden oldu. Sümerbank 21 Aralık 1999'da TMSF'ye devredildi. Ardından 9 Ağustos 2001 tarihinde Oyak Grubuna satıldı. Oyakbank A.Ş.'ye 11 Ocak 2002 tarihinde tescil edilmiştir.

Details

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 12 » Jeton

1949 YILI SÜMERBANK SB. EREĞLİ PA. SANAYİİ MÜESSESESİ 100 KURUŞ KÜPÜRLÜ JETON

Sümerbank, özel bütçenin temelini oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılında kurulmuş, ticari nitelikte mal üreten kuruluş. Tekstil sanayisi ile aynı anda banka konumunda. Sanayi fabrikalarının inşaatı ve Türkiye’ye kredi verilmesi konusundaki anlaşmanın hazırlanması için 12 Ağustos 1932’de Türkiye’ye Sovyet uzmanlar geldi. Sovyet uzmanların önerileri tekstil, demir-çelik, kağıt, çimento, cam ve kimya ürünleri üzerinde yoğunlaştı. Hammaddesi yurt içinde üretilen pamukları işlemek üzere Sovyetler Birliği ile işbirliği yapılarak Kayseri'de tekstil fabrikasına karar verildi. Bu işbirliği çerçevesinde Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yirmi yılda geri ödemeli 8 milyon dolarlık bir kredi açması için mutabakata varıldı. 11 Temmuz 1933 tarihinde Atatürk tarafından Sümer Bank ismi verilen endüstriden sorumlu banka halini aldı. Kayseri'deki fabrika beş yıllık kalkınma planına dahil edilerek, fabrikanın temeli 20 Mayıs 1934'te dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından atıldı. Rus mimar Ivan Sergeevich Nikolaev tasarlandı. İlk büyük kompleksi Eylül 1935'te Kayseri'de açıldı. Fabrika sayesinde Türkiye ham pamuk üreticisi ve ihracatçısı oldu. Pamuk bağımlılığı ciddi derecede azaldı. Adana Bez Fabrikası ve Lojmanları ise 1946 yılında Sümerbank tarafından satın alınarak bünyesine katılmıştır. Halk tasarrufuyla oluşturulmuştur. Türkiye'de ilk modern tekstil kuruluşu olarak büyük bir üne kavuşmuştu. Demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt ve selüloz tesisleri de Sümer Bank bünyesinde kuruldu ve bunların daha sonra kendi bünyesinden ayrılarak ayrı birer kuruluş olmasını sağladı. 1987 yılında Sümerbank'ın özelleştirilmesi kararı alındı ve banka Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devredildi. 1988'de Sümerbank Şirketler Topluluğu kuruldu. Holdingin bankacılık birimi 23 Ekim 1995'te Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Sümerbank adı altında yeniden yapılandırıldı. 24 Ekim 1995'te Garipoğlu Şirketler Topluluğuna 103.4 milyon dolara satılarak özelleştirildi. Hayyam Garipoğlu'nun Malki cinayeti ve Türkbank skandalına adının karışması, Sümerbank'ın elinden alınmasına neden oldu. Sümerbank 21 Aralık 1999'da TMSF'ye devredildi. Ardından 9 Ağustos 2001 tarihinde Oyak Grubuna satıldı. Oyakbank A.Ş.'ye 11 Ocak 2002 tarihinde tescil edilmiştir.

Details

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 500 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 500 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 18 » Madalya & Madalyon

ARÇELİK ARTI 50 YILI HATIRA NİKEL MADALYON

Arçelik, 1955 yılında Vehbi Koç ve Lütfi Doruk tarafından kurulan, dünya çapında hizmet veren Türkiye merkezli bir beyaz eşya ve teknoloji şirketi. 1955 yılında Vehbi Koç ve Lütfi Doruk tarafından Sütlüce'de kurulmuştur. Türk beyaz eşya sektöründe ilk kez 1959'da çamaşır makinesi, 1960'ta buzdolabı ve 1990'da bulaşık makinesi[3] üretmiştir. 1968 yılında Çayırova tesislerine taşınmış, 1970'li ve 80'li yıllarda ürün gamı genişletilerek 1975'te Eskişehir Buzdolabı, 1979'da İzmir Elektrikli Süpürge ve 1993 yılında Ankara Bulaşık Makinesi işletmeleri açılmıştır. 1999 büyüme ve yeniden yapılanma yılı olmuştur. Haziran ayında, pişirici cihazlar üretimi yapan Ardem şirketi ve aynı yıl Aralık ayında Türk Elektrik Endüstrisi A.Ş. ile Atılım ve Gelişim Pazarlama A.Ş. tek tüzel kişilik olarak Arçelik A.Ş. çatısı altında birleştirilmiştir. Ocak 2001’den başlayarak, Beko Ticaret tarafından yürütülen Beko markalı ürünlerin yurt içinde pazarlanması ve satışı Arçelik A.Ş. tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Üretim ve satış/pazarlama faaliyetlerinin tek elden yönetimini sağlayan yeni organizasyon modeli ile faaliyetlerin eşgüdümlü yürütülmesine ve verimlilik artışına imkân tanıyan bir yapı oluşturulmuştur. Şirkette üretilen ürünlerin kalitesi ve kullanılan metalin tokluğu sebebi ile şirket, ismini Ağır Çelik Fabrikası olarak almış, sonrasında 2002 senesinde resmi kayıtlardaki ve Borsadaki Arçelik ismine nihai şekliyle ulaşmıştır.

Details

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 19 » Madalya & Madalyon

1980 YILI TÜRK NÜMİSMATİK DERNEĞİ İBN SİNA 1000. DOĞUM YILI HATIRA OKSİDE GÜMÜŞ MADALYON

İbn Sînâ veya Ebu Ali Sînâ ya da Batılıların söyleyişiyle Avicenna (980 – Haziran 1037), İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden, yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilen Fars polimat ve "polimerik erken tıbbın babası" olarakbilinen tabiptir. Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde (Özbekistan) 980 civarında dünyaya gelmiş ve 1037 yılında Hemedan şehrinde (İran) ölmüştür. Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kadar kitap yazmıştır. Batılılarca modern Orta Çağ biliminin kurucusu ve tabiplerin önderi olarak bilinen İbn-i Sina, "Büyük Üstat" ismiyle de tanınır. Tıp alanında yedi yüzyıl boyunca temel kaynak eser olarak süregelen "El-Kanun fi't-Tıb" (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap, değişik Avrupa üniversitelerinde 17. yüzyıl ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur. İbn Sînâ, Kuşyar isimli bir tabibin yanında tıp eğitimi almıştır. Değişik konular üzerine, 240'ı günümüze kadar gelen 450 kadar makale yazdı. Elimizdeki yazılarının 150 tanesi felsefe, 40 tanesi de tıp üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri, felsefe ve fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi't-Tıb'dır (Tıbbın Kanunu). Bu iki eser, Orta Çağ üniversitelerinde okutulmasıyla birlikte, Montpellier ve Louvain'de 1650 yılına kadar ders kitabı olmuştur. Sâmânî sarayı kâtiplerinden Abdullah bin Sina'nın oğlu olan İbn Sînâ; babasından, ardından ünlü bilgin Nâtilî'den ve Hanefi fakihi İsmâil ez-Zâhid'den dersler aldı. Geometri (özellikle Öklid geometrisi), mantık, fıkıh, sarf, nahiv, tıp ve doğabilim üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-İbane'si aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997), saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Babası ölünce, Gürgan'da Şirazlı Ebu Muhammed'den destek gördü. Tıp Kanunu kitabını da Gürgan'da yazdı. Çağında tanınan bütün Antik Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 28 » Madalya & Madalyon

1972 AFYON ZAFER ANITI ''BÜYÜK TAARRUZUN 50. YILI ANISI'' HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

14,4 gr. / Afyon Zafer Anıtı (Büyük Utku Anıtı), Afyonkarahisar'da, kentin Yunan işgalinden kurtarılışı ve Büyük Taarruz anısına dikilen zafer anıtıdır. Ünlü heykelci Heinrich Krippel tarafından 1934-1936 yılları arasında yapılmış ve 24 Mart 1936 günü dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından açılmıştır. Anıtın kaidesi büyükçe ve kübik bir kayaçtan oluşmaktadır. Kaidenin üstünde, tunçtan yapılmış çıplak iki erkek heykeli vardır. Bu heykellerden ayakta olan, düşmanı ayakları altına almış Türk'ü; ayaklar altında yatan ise Türkiye'yi işgal eden düşmanları simgelemektedir. Bir yoruma göre de ayaktaki figür, tam bağımsızlık için saldıran Türk gücünü; yerdeki figür ise Türk'ün gücü karşısında yenilen emperyalizmi temsil etmektedir. Ayaktaki heykel gerek yüzünün benzerliği, gerekse simgelediği rol ile Mustafa Kemal Atatürk'e benzetilmiştir. Heykeli taşıyan kaidenin çevresinde de tunçtan kabartmalar bulunmaktadır. Kaidenin çevresindeki kabartmalarda ön yüzde Atatürk'ün sol profilden bir portresi, arka yüzde Türk askerinin taşıdığı sancağı işgalden kurtulan halkın öpmesi, sol yüzde Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak'ın harita üzerinde yaptıkları Başkomutanlık Meydan Muharebesi planı, sağ yüzde ise Türk askerinin yaptığı bir süngü saldırısı betimlenmiştir. Heykeller normal insan boyutlarından daha büyük ve hareketleri son derece canlıdır. İşgalcileri sembolize eden ve yerde yatan figürün büyük bir çaresizlikle aşağı sarkmış olan başındaki ıstıraplı yüz ifadesi ve bitkin vücudu yenilgiyi göstermektedir. Ayaktaki figürün yüzünde ise büyük bir hiddet ifadesi vardır. Gerilmiş kasları, şişmiş boyun damarları, yukarı kalkmış kolları, biri yumruk şeklinde sıkılmış, diğer bir şeyi parçalayacakmış gibi açılmış elleri ile ayakları altında yatan figüre yukarıdan bakarak adeta ezmektedir. 6 Kasım 1937 günü Afyonkarahisar ziyareti esnasında anıtı inceleyen Mustafa Kemal Atatürk, anıt hakkında "Büyük utkuyu en iyi anlatan anıt" demiştir. Büyük Utku Anıtı, önden bakıldığında arkasında görünen Afyonkarahisar Kalesi ile birlikte kentin en önemli simgesidir.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 30 » Madalya & Madalyon

PRUSYA KRALLIĞI 1791 YILI ''AZMİ EFENDİ'NİN BERLİN BÜYÜKELÇİ OLARAK ATANMASI'' HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

6,8 gr. / Ahmed Azmî Efendi (ö.1821), (Azmî Ahmed Efendi, Azmî Said Efendi veya Asım Said Efendi) bir Osmanlı diplomatıdır. Prusya Krallığı'nın ikinci Osmanlı elçisidir . Azmî Efendi; muhtemelen ilk Osmanlı elçisi Ahmed Resmî Efendi'nin kayınbiraderiydi ve muhtemelen ona 1763/64 gibi erken bir tarihte Berlin'e kadar eşlik etmiştir. 1787'deki Rus-Avusturya Türk Savaşı sırasında önce Fes'e gönderildi. Orada Rus Baltık Filosu Akdeniz'e ilerlemek istiyorsa (1770'teki Çeşme Deniz Muharebesi önceki savaşta yaptıkları gibi) Sultan Mulai Muhammed'i Cebelitarık Boğazı'nı kapatmaya ikna edecekti. Fas sultanı bunu yapamayacağını ilan etti (ve Rus filosu aslında Kopenhag'a yelken açmıştı), ancak İsveç'in 1788'de savaşa girmesi, Rus filosunun zaten Baltık Denizi'ni terk edemeyeceği anlamına geliyordu, bu yüzden Azmî 1788'de İstanbul'a döndü. Avusturya'nın savaştan çekilmesine katkıda bulunan Prusya-Osmanlı askeri ittifakının imzalanmasının ardından Azmî, Kasım 1790'da İstanbul'dan Bükreş, Budapeşte, Brno, Breslau, Crossen, Frankfurt, Fürstenwalde ve Köpenick üzerinden Şubat 1791'de vardığı Berlin'e resmi elçi olarak yola çıktı. Prusya Kralı II. Friedrich Wilhelm'in, ittifak anlaşmasında kararlaştırıldığı gibi Prusya'nın Osmanlı tarafında Rusya'ya karşı savaşa girmesini sağlamadan, maliyet nedenleriyle elçiliğin günlük ödeneklerini kestiği Ocak 1792 Yaş Antlaşması'na kadar Berlin'de kaldı. Yine de mektuplarında ve yazılarında Prusya askeri ve sivil bürokrasisinden etkilenmiştir. 1791'de Berlin'e Büyükelçi olarak görevlendirilmesi vesilesiyle çeşitli bronz ve gümüş hatıra paraları ve hatıra madalyaları bastırılmıştır.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 31 » Madalya & Madalyon

1996 YILI 1995-1996 SEZONU TÜRKİYE LİG ŞAMPİYONU FENERBAHÇE HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

9,9 gr. / Londra Sefareti (Büyükelçilik) Başkatibi Nurizâde Suad Bey'in oğlu Ziya Songülen, Ferik (tümgeneral) Şevki Paşa'nın oğlu Ayetullah Bey, edebiyatçı Samipaşazade Sezai Bey’in yeğeni ve Bahriye Mektebi öğrencisi Enver Necip (Okaner), Basra Valisi Abdurrahman Sami Efendi’nin oğlu, Alman Lisesi talebesi Hassan Sami Kocamemi, “Hintli” namıyla anılan Asaf Beşpınar, Haccarzade Mehmed Tevfik ve mutasarrıf Saffet Paşa’nın oğlu Hakkı Saffet Tarı, o yıllarda Kalamış, Papazın Çayırı’nda İngilizler ile Rumların oluşturdukları futbol takımlarının maçlarını izlemekte ve İngilizlerin yer aldığı Moda FC'de oynayan “Bobby” lakaplı ilk Türk futbolcu Fuat Hüsnü Kayacan'ı seyretmekteydiler. 1907 yılının bahar mevsiminde yine bir maç dönüşünde Necip, Ziya ve Ayetullah Bey’ler, Necip Bey'in Moda, Beşbıyık Sokak’taki evinde toplandılar. İçinde bulundukları tarihin de desteğinden güç alan bu gençler, kuracakları takımın ilk fikir harcını attılar. Bu genç arkadaş grubunun yaptığı istişare sonrasında gerekli parayı finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint-Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey'e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından Saint-Joseph mezunu Ayetullah Bey'e katiplik (sekreter) görevi, Bahriye Mektebi’nden henüz yeni mezun olmuş Necip Bey'e de kaptanlık ve veznedarlık (sayman) görevi paylaşıldı. Kulübün adını ise, oturdukları semtten esinlenerek, Fenerbahçe Futbol Kulübü olarak belirlediler. Böylece Fenerbahçe Spor Kulübü, bir futbol takımı olarak 1907 yılında İstanbul'un Kadıköy ilçesi Moda semtinde kuruldu. Kulüp başkanı Ziya Bey'in İngiltere'den bizzat getirttiği; önü ve kolları düğmeli pazen kumaş olan sarı beyaz renkte bol formaları, lacivert şort pantolonları ve sarı löverli yün çorapları ile takım, ilk antrenmanlarına Saint-Joseph Koleji Türkçe muallimi Enver Yetiker’in nezaretinde Kuşdili ve Fenerbahçe çayırlarında başladı. Kısa zamanda çevrenin futbola kabiliyetli gençlerini de kendi etrafında toplayan kulübün ilk kadrosu, olası olarak; Hint Asaf - Necip, Ziya - Büyük Hasan - Hassan Sami, Çerkes Sabri - Nasuhi, Şevkati - Galip - Hüseyin, Hayrullah Bey terkibinde ya da; Asaf - Ziya - Hassan Sami - Ayetullah - Mazhar - Necip - Fethi - Galip - Hüseyin - Büyük Hasan - Nevzat şeklinde oluştu.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 33 » Madalya & Madalyon

ALANYA ''ALAİYYE'' KALESİ ALAADDİN KEYKUBAD HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

31,5 gr. / Alanya Kalesi, Antalya'nın ilçesi Alanya'nın simgelerinden biri olan kale. Denizden yaklaşık olarak 250 metre kadar yükselen bir yarımada üzerinde bulunmaktadır. Surlarının uzunluğu toplam olarak 6,5 kilometredir. Eski dönemlerde Kandeleri olarak adlandırılan Alanya yerleşimine kale Helenistik dönemde inşa edilmiştir. Günümüzdeki tarihi dokusu 13.yüzyıl Selçuklu eseri olan kalenin tarihi Helenistik döneme kadar inmektedir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Kalede toplam 83 kule ve 140 burç vardır. Orta Çağ'da surların içinde bulunan kentin su gereksinimini sağlamak üzere 1200 kadar sarnıç yapılmıştır. Sarnıçların bir kısmı hâlen kullanılmaktadır. Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu, Arap Evliyası ve Esat Burcu'nu takiben Tophane ile Tersane'yi geçip Kızılkule'de bitecek şekilde yapılmıştır. Romalı korsan Tryhos'un savaşçıları tarafından MÖ 2. yüzyılda Korakesion adıyla kuruldu. Doğu Akdeniz'deki korsan faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, kaleyi MÖ 64-65 yıllarında ele geçirdiler. Kale ve etrafındaki yerleşim, 1220-1221 yıllarında I. Alaeddin Keykubad tarafından Selçuklu ülkesine katıldı Sonra sırasıyla Karamanoğulları, Memlükler idaresine geçmiş, son olarak da I. Süleyman tarafından fethedilmiştir. Yarımadanın zirvesinde günümüzde müze olarak düzenlenen İçkale bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad sarayını burada inşa ettirmiştir. Günümüzde de kalede yerleşim vardır. Kale motorlu taşıt trafiğine açık olmakla beraber yürüyerek ise takribi 1 saatte İçkale'ye varılmaktadır.

Details

Starting Bid: 500 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 35 » Madalya & Madalyon

1976 YILI KÜLTÜR BAKANLIĞI ''ZİYA GÖKALP DOĞUMUNUN 100. YILI'' HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

11,4 gr. / Ziya Gökalp (23 Mart 1876, Diyarbakır – 25 Ekim 1924, İstanbul), Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır. 23 Mart 1876'da Diyarbakır'da dünyaya gelmiştir. Babası Vilayet Evrak Memuru Tevfik Efendi'dir. (1851–1890) Baba tarafı 19. yüzyılın başlarında Çermik'ten Diyarbakır'a göç etmiştir. Annesi Diyarbakır'ın köklü ailelerinden olan Pirinççizadelerden Zeliha Hanım'dır (1856–1923). Doğduğu ev bugün müze olarak kullanılmaktadır. Eğitimine doğduğu yer olan Diyarbakır’da başladı. 1886’da Mektebi Rüştiye-i Askeriyye’ye (Askeri Ortaokul) girdi, özgürlük düşüncesini ilk defa bu okuldaki hocası Kolağası (Önyüzbaşı) İsmail Hakkı Bey aşıladı. Askeri rüştiyenin son sınıfında iken babasını kaybetti. 1890’da amcası Müderris Hacı Hasip Bey’den geleneksel İslâm ilimleri ile ilgili ders almaya başladı. Öğrenimine İstanbul’da devam etmek istediyse de bu imkânı bulamayınca 1891’de Diyarbakır’da İdadi Mülkiye’nin (Sivil Lise) ikinci sınıfına kaydoldu. Son sınıfta öğrenci iken beraberindekiler ile okul çıkışlarında mutat olan “Padişahım Çok Yaşa” yerine “Milletim Çok Yaşa” diye bağırmaları soruşturmaya uğradı. Bazı anlatımlarda bir grup yerine sadece Gökalp'in bağırdığı da belirtilmektedir. O sırada okul süresinin beş yıldan yedi yıla çıkması üzerine 1894’te okuldan ayrıldı. Liseden ayrıldıktan sonra amcasından Arapça ve Farsça dersleri aldı. Tasavvufla ilgilendi. Fransızca öğrenmeye başladı. Diyarbakır’daki kolera salgını nedeniyle bu şehirde görevlendirilen Doktor Abdullah Cevdet Bey ile tanıştı, fikirlerinden etkilendi. Ekonomik sıkıntılar yüzünden öğrenimine devam etmek için İstanbul’a gidememesi, ailesinin evlenmesi için baskı yapması gibi nedenler 18 yaşındaki Mehmet Ziya’yı intihara sürükledi. İntihar girişiminin sebebi olarak idadideki hocası Dr. Yorgi Efendi’den aldığı felsefe eğitimi ve ailesinin verdiği dini eğitim arasında yaşadığı çatışma da gösterilmektedir. Kafasına sıktığı kurşun, güç koşullar altında yapılan morfinsiz bir ameliyatla çıkarıldı. Ameliyatı yapan Dr. Abdullah Cevdet Bey ve Diyarbakır’da bulunan genç bir Rus operatördü. İntihar girişiminden sonra kendisini tekrar okumaya verdi. Özgürlüğe düşman olanlara çatan pek çok şiir yazdı. 1896'da, Erzincan Askerî Lisesi'nde öğrenci olan kardeşi Nihat sayesinde Harp Okulu öğrencileri ile birlikte İstanbul'a giden Gökalp, ücretsiz olduğu için Baytar Mektebi'ne kaydını yaptırdı. Buradaki öğrenimi sırasında ülkedeki özgürlük hareketine katılmış insanlarla tanışmak için gayret gösterdi; İbrahim Temo ve İshak Sükûti ile görüştü. Jön Türkler’den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı. “Yasak yayınları okumak ve muhalif derneklere üye olmak” nedeniyle 1898’de tutuklandı. Bir yıl cezaevinde kaldı.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 100 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 45 » Madalya & Madalyon

1979 YILI TÜRK NÜMİSMATİK DERNEĞİ '' HALİL EDHEM ELDEM '' HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

13,6 gr. / Türk Nümismatik Derneği (TND), 9 Mayıs 1968'de kurulan nümismatik derneğidir. İlk başkanı Nuri Pere'dir. Ayrıca kurucu ekipte İstanbul Arkeoloji Müzesi yöneticileri Cevriye Artuk ve İbrahim Artuk da yer almıştır. İlk toplantılarını Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi'nde yapmaya başlayan dernek kısa süre içinde neşriyata başlamış, verdiği seminer ve konferanslarla adını duyurmuştur. 1973 senesinde de Uluslararası Nümismatik Konferansı'na katılarak yurtdışında da Türkiye'yi temsil etmeye başlamıştır. 8 Temmuz 1974 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile derneğin isminin başına "Türk" kelimesinin konulmasına izin verilmiştir. 13 Mart 1975 tarihinde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinin talebi ile, davalarda geçen nümismatik konularında görüş bildirmek üzere, bilirkişi olarak mahkemelere katılmaya başlanmıştır. Ana kuruluş amacı Türkiye'de para koleksiyonculuğunun gelişmesi ve bu yönde yapılacak her türlü organizasyon ve faaliyette inisiyatif almak olan TND şu ana kadar 42 bülten ve 10 özel bülten yayımlamış, birçok konferans ve seminere ev sahipliği yapmıştır. Başkan olarak Cüneyt Ölçer, Sevgi Gönül ve Cem Mahruki gibi isimler görev yapmıştır. Halil Edhem Eldem (d. 1861, İstanbul - ö. 17 Kasım 1938), Sadrazam İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu, Osman Hamdi Bey'in küçük kardeşidir. Zürih Üniversitesi'nde tabii ilimler, Viyana Poliklinik Yüksek Okulu'nda tabii ilimler ve kimya eğitimi aldı. Basel Üniversitesi'nde felsefe doktorası yapmıştır. Seraskerlik Fabrikalar Nezareti'nde müşavirlik, Genelkurmay Dairesi Tercüme Şubesi'nde mütercimlik, İstanbul Şehremini, Asar-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü, Darüşşafaka, Mülkiye Mektebi, Darü’l-Muallimin ve Darülfünun tabiiyye ve jeoloji öğretmenliği, Sanayi-î Nefise Mektebi'nde müdürlük, Tarih-i Osmani Encümeni üyeliği, Maarif Vekaleti Türk Tarih Encümeni üyeliği, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kurucu üyeliği ve asbaşkanlığı, TBMM IV.ve V. Dönem İstanbul milletvekilliği ile IV. ve V. Dönem Kitaplık Encümeni Reisliği yapmıştır. Leibzig ve Bal Darülfünunları fahrî felsefe doktorluğu unvanı sahibidir.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 46 » Madalya & Madalyon

1970 YILI KARS'IN KURTARICISI KAZIM KARABEKİR ''KURTULUŞUN 50. YILDÖNÜMÜ'' HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

13,5 gr. / Musa Kâzım Karabekir (23 Temmuz 1882, İstanbul - 26 Ocak 1948, Ankara), Türk asker ve siyasetçi. "Alçıtepe Kahramanı" namıyla tanınır. Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan komutanların arasında yer alarak Doğu Cephesi'nde gösterdiği başarılardan dolayı Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalif partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer alıp, genel başkanı oldu. Afşar Türklerinden olup soyu Karamanoğulları'na dayanmaktadır. Jandarma Alaybeyi Mehmet Paşa'nın oğlu olarak 23 Temmuz 1882 tarihinde İstanbul'da doğdu. Kazım Karabekir, İstanbul Zeyrek’te ilkokula başlamıştır. Babası Mehmet Paşa’nın[2] Mekke’ye tayin olmasıyla eğitimini burada devam ettirmiştir. Mehmet Paşa’nın ölmesiyle, Kazım Karabekir ailesi ile birlikte İstanbul’a gelmiş ve 1894 yılında Fatih Askeri Rüştiyesi’ne gitmiştir. 1897 yılında Kuleli Askeri İdadisine girmiş ve bu okulu 1899 yılında bitirmiştir. 1902 yılında Harbiye Mektebi'nden, 1905 yılında Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'den mezun oldu. 1907 yılında Enver Paşa ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Manastır şubesini kurdu. 1909'da 31 Mart Olayı'nı bastırmak için kurulan Hareket Ordusu'na katıldı. 1912 yılında I. Balkan Savaşı'nda yer aldı.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 47 » Madalya & Madalyon

İSTANBUL YENİCAMİİ TASVİRLİ HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

30,2 gr. / YURTDIŞI BASKI / Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii, İstanbul'da 1597 yılında Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan'ın emriyle temeli atılan ve 1665'te zamanın padişahı IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan'ın büyük çabaları ve bağışlarıyla tamamlanıp ibadete açılan camidir. Şehrin silüetine ve görselliğine önemli ölçüde katkı sağlayan Yeni Cami, İstanbul'da Osmanlı ailesi tarafından yaptırılan büyük camilerin son örneğidir. Osmanlı dönemi Türk mimarisinde yapımı en uzun sürede tamamlanabilen cami olarak bilinir. Mimar Davut Ağa tarafından yapılmaya başlanmış, Mimar Dalgıç Ahmed Ağa devam ettirmiş ancak Safiye Sultan'ın ölümü ile yarım kalan inşaat, başlangıcından 66 yıl sonra dönemin mimarbaşısı Mustafa Ağa tarafından IV. Mehmed zamanında bitirilebilmiştir. Cami deniz kenarına inşa edilmiştir ancak denizle mesafesi sonradan denizin doldurulması sonucu artmıştır. Caminin mimari üslubu, kubbedeki yükseklik vurgusu ve yan cephe revaklarıdır. Mimar Sinan'ın Şehzade Camii'nde ve Sedefkar Mimar Mehmed Ağa'nın Sultanahmet Camii'nde kullandığı kubbe planını tekrarlar. Ancak kubbenin piramidi andırır şekilde yükselmesi kendine has bir özelliktir. Yeni Cami ile birlikte Valide Sultan Türbesi, Hünkâr Kasrı, sebil, çeşme, sıbyan mektebi, darülkurra, Mısır Çarşısı arastası inşa edilmiştir. Daha sonra külliyeye kütüphane, muvakkithane ve bir türbe ile çeşmeler de eklenmiştir.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Lot: 51 » Madalya & Madalyon

1978 YILI ''ABDULLATİF SUPHİ PAŞA'' TÜRK NÜMİSMATİK DERNEĞİ 10. YIL HATIRA GÜMÜŞ MADALYON

Türk Nümismatik Derneği (TND), 9 Mayıs 1968'de kurulan nümismatik derneğidir. İlk başkanı Nuri Pere'dir. Ayrıca kurucu ekipte İstanbul Arkeoloji Müzesi yöneticileri Cevriye Artuk ve İbrahim Artuk da yer almıştır. İlk toplantılarını Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi'nde yapmaya başlayan dernek kısa süre içinde neşriyata başlamış, verdiği seminer ve konferanslarla adını duyurmuştur. 1973 senesinde de Uluslararası Nümismatik Konferansı'na katılarak yurtdışında da Türkiye'yi temsil etmeye başlamıştır. 8 Temmuz 1974 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile derneğin isminin başına "Türk" kelimesinin konulmasına izin verilmiştir. 13 Mart 1975 tarihinde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinin talebi ile, davalarda geçen nümismatik konularında görüş bildirmek üzere, bilirkişi olarak mahkemelere katılmaya başlanmıştır. Ana kuruluş amacı Türkiye'de para koleksiyonculuğunun gelişmesi ve bu yönde yapılacak her türlü organizasyon ve faaliyette inisiyatif almak olan TND şu ana kadar 42 bülten ve 10 özel bülten yayımlamış, birçok konferans ve seminere ev sahipliği yapmıştır. Başkan olarak Cüneyt Ölçer, Sevgi Gönül ve Cem Mahruki gibi isimler görev yapmıştır. Abdüllatif Suphi Paşa veya Sami Paşazade Subhi Paşa (11 Kasım 1818, Tripolis, Mora, - 17 Ocak 1886, İstanbul). Osmanlı devlet adamı ve yazar. Osmanlı Devleti'nde Evkaf, Maarif, Ticaret ve Maliye Nâzırlığı görevlerinde bulunmuş olan Abdullatif Suphi Paşa, Osmanlı Devleti'nin ilk Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Abdurrahman Sami Paşa’nın oğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in babasıdır. Devlet adamlığının yanı sıra nümismatik ve tarihle ilgilenen Abdüllatif Suphi Paşa, ilk Türk nümismatıdır. Kitaplara ve eski eserlere olan özel ilgisi ile de tanınır. Sanayi-i Nefise Mektebi ile Müze-i Hümayun (İstanbul Arkeoloji Müzesi) onun çabaları sonucu kurulmuştur. İlk Türk romanının yazarı Samipaşazade Sezai'nin kardeşidir.

Details

Starting Bid: 250 TL

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

previous
Go to Page: / 13
next